''İslam Dünyası Birlik ve Vahdet İçinde Yaşamalı''
''İslam Dünyası Birlik ve Vahdet İçinde Yaşamalı''

''İslam Dünyası Birlik ve Vahdet İçinde Yaşamalı''

İSLAM BİRLİĞİ

Ayetullah imam Hamanei dünya Müslümanlarına hitaben yayınladığı Hac mesajının metni;



bismillahirrahmanirrahim



Ayetullah imam  Hamanei dünya Müslümanlarına hitaben yayınladığı Hac mesajının metni;  


Dünyadaki tüm Müslüman kardeşlerim!

 

Hac; Müslümanlar için gözünde onur ve ihtişam mevsimidir. Yüce Yaratıcının karşısında gönüllerin nur ve tevazu ile yakardığı zamandır.

 

Hac; kutsi, dünyevi, ilahi ve insani bir farizadır. Çünkü "Hac ibadetinizi bitirdiğinizde, atalarınızı andığınız gibi, hatta ondan da kuvvetli bir anışla Allah'ı anın", "Sayılı günlerde Allah'ı anın (telbiye ve tekbir getirin)" ve "Onlar hem sözün hoş olanına ulaştırılmışlar, hem de övgüye lâyık olan Allah’ın yoluna iletilmişlerdir" bu farizanın sonsuz ve farklı boyutlarını göstermektedir.

 

Bu eşsiz farizada zaman ve mekân güvenliği, açık ve parlayan bir yıldız gibi insanların gönlüne huzur verir. Hacıları sultacı zalimlerce sürekli tüm insanlığı tehdit eden güvensiz ortamların ihatasından kurtarır. Kısa bir süreliğini de olsa insana güven ve emniyetin hazzını tattırır.

 

İslam dininin Müslümanlara hediye ettiği İbrahimi Hac; Müslümanların izzet, maneviyat, vahdet ve görkemin mazharıdır. İslam ümmetinin azametini ve onların sonsuz ilahi güce dayandıklarını düşmanların yüzüne vurur. Uluslararası zorba güçlere toplumların fesat, aşağılama ve sömürge bataklığından uzak olduğu mesajını verir. Hac, İslami vahdet ve birlikteliğin mazharıdır. Müşriklerden beraat edildiğinin ve müminlerle kardeşlik içerisinde olunduğunun göstergesidir.

 

Hac farizasını sıradan bir ziyaret-seyahat seviyesine indirgeyen ve İran'a olan kin ve düşmanlıklarını 'Haccı Siyasileştirme' başlığı altında gizleyenler hiç şüphesiz büyük şeytan Amerika'nın çıkarlarının tehlikeye girmesi korkusuna kapılan aşağılanmış ve hor görülmüş şeytanlardır. 

 

Bu yıl Mescid-i Haram'ın önünde set kuran ve İranlı mümin hacılara sevdikleri evin yolunu kapatan Suudi yöneticiler, temelinde zulüm olan iktidar koltuklarını korumanın tek çaresini; küresel zorbaları savunmak, Siyonist İsrail ve Amerika işbirliği içinde olmak ve onların isteklerini yerine getirmekte gören ve bu uğurda hiç bir ihanetten kaçınmayan yüzü kara sapkın insanlardır.

 

Bugün korkunç Mina hadisesi üzerinden yaklaşık bir yıl geçmektedir. Bu elim hadisede birkaç bin insan, bayram günü ve ihram halinde güneşin kavurucu sıcağı altında kurumuş dudaklarıyla mazlumca hayatını kaybetti. Yine bundan kısa bir süre önce Mescid-i Haram'da bir grup insan ibadet, tavaf ve namaz sırasında kana bulandı. Suudi yöneticiler her iki hadisenin de müsebbibidir. Bu, tüm görgü tanıkları, gözlemciler ve teknik uzmanların üzerinde görüş birliğine vardığı bir gerçektir. Hatta hadisenin kasıtlı olduğu görüşü, bazı kanaat önderlerince gündeme getirilmiştir. 

 

Kurban Bayramı'nda büyük bir şevkle zikir ve ayetler okuyan yaralıların kurtarılmasında ihmallerin olduğu kesindir. Suudi rejiminin taş kalpli ve cani görevlileri yaralı hacıları da hayatını kaybedenlerle birlikte kapıları kapalı konteynırlara hapsettiler. Bırakın yaralıları tedavi etmeyi hatta susuzlularını gidermek için bir yudum su bile vermediler. Farklı ülkelerden binlerce aile sevdiklerini kaybetti, milletler yasa boğuldu. Şehitler arasından yaklaşık 500 insan İran İslam Cumhuriyeti vatandaşıydı. Yakınlarının kalbi hâlâ yaralı ve yaslı, milletimiz hâlâ üzgün ve öfkelidir.

 

Ancak Suudi yöneticiler özür dilemek, nedamet ifade etmek ve bu korkunç hadiseye doğrudan sebebiyet veren suçluların hakkında yargı sürecini başlatmak yerine büyük bir pişkinlik ve küstahlık örneği sergiledi. Olayı araştırması için bir araştırma heyetinin kurulması önerisini reddettiler. Sanık koltuğuna oturmak yerine davacı konumuna geçtiler. İslam Cumhuriyeti'ne ve zorba güçlere karşı mücadele bayrağını açanlara karşı körelmeyen düşmanlıklarını daha büyük bir kin ve alçaklıkla gösterdiler.

 

Suudi rejiminin propaganda makinelerinden, Siyonistlere ve Amerika'ya karşı tutumları İslam dünyası adına büyük bir ayıp olan politikacılarından, açıkça Kur'an'a ve sünnete aykırı fetvalar veren müftülerine tutun mesleki etik kuralını hiçe sayarak yalan haber üreten medyadaki ayak takımına kadar birçok odak,  bu yıl İranlı hacıların Hac farizasından mahrum bırakılmalarından İran İslam Cumhuriyeti'ni sorumlu tutmak gibi beyhude bir telaş çabasına kalkıştı.

 

Tekfirci terör örgütleri kuran ve silahla donatanlar, İslam âlemini iç savaşlara ve katliamlara sürükleyenler, Yemen, Irak, Suriye, Libya ve diğer bazı ülkeleri kana bulayanlar, Siyonist rejime dostluk eli uzatanlar, gözlerini Filistinlilerin yaşadığı acılara kapayanlar, zulüm ve ihanet çemberlerini Bahreyn'in köylerine kadar yayanlar, Mina'da yaşanan facianın sebebi olan ve kendilerine 'Haremeyn Hizmetçileri'(!), diyenlerin güvenli mekânın saygınlığına gölge düşürenleri görmezden gelenler, Allah'ın misafirlerini bayram gününde Mina'da ve daha önce de Mescid-i Haram'da kurban eden vicdansız yöneticiler şimdi kalkmış Hac farizasının siyasileştirilmemesinden dem vuruyor.

 

Ama onlar Kur'an'ı Kerim'in şu ayetinin açık mısdakıdır;

 

"O, (senin yanından) ayrılınca yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekin ve nesli yok etmeye çalışır. Allah ise bozgunculuğu sevmez. Ona 'Allah’tan kork' denildiği zaman, gururu onu daha da günaha sürükler. Artık böylesinin hakkından cehennem gelir..."

 

Bu yıl elimize ulaşan raporlara göre; İran ve bazı ülkeler için haccın yasaklanmasının yanı sıra bazı ülkelerde de Amerika ve İsrail'in yardımı ile normal olmayan kontrollerin başlatıldığı ve yeryüzündeki en güvenli evin tüm hacılar için güvensiz hale getirildiği anlaşılıyor.

 

Hem devletler hem de Müslüman halkların Suudi yöneticilerin gerçek yüzünü tanımaları, onların rezil, imandan uzak ve başkalarına bağımlı iktidarlarını doğru şekilde anlaması gerekir. Müslümanlar, İslam dünyasında işledikleri cinayetler sebebiyle Suudilerin yakasını bırakmamalıdır. 

 

Allah’ın misafirlerine yönelik zalim davranışların önünü almak ve Haremeyn-i Şerifeyn'in ve Hac farizasının yönetimi için köklü bir çare bulunması gerekir. Bu görevde müsamahakâr davranmanın Müslümanları gelecekte daha büyük sorunlarla karşı karşıya getireceği kesindir.

 

Müslüman Kardeşlerim! 

 

Bu yıl İranlı muhlis hacıların Hac merasimindeki yeri gerçekten boştur. Buna rağmen kalpleri dünyanın farklı ülkelerinden gelen hacıların yanındadır. Allah'tan başka ilahlara kulluk eden melun şecerenin hacılara zarar vermemesi için dua etmektedirler. Sizlerde dualarınızda ve ibadetlerinizde İranlı din kardeşlerinizi yâd edin. Müslüman toplumlardan sıkıntılardan kurtulması, zalim yöneticilerin, Siyonistlerin ve onlara uşaklık edenlerin kirli elinin İslam ümmetinin üzerinden kesilmesi için dua edin.

 

Bendeniz geçen sene Mina ve Mescid-i Haram'da şehit olanları ve1986 Mekke şehitlerini saygıyla anıyor, yüce Allah'tan onlara mağfiret, rahmet ve yüksek dereceler vermesini talep ediyorum. Son olarak Hz. Mehdi'ye (a.s) selam ediyor, Müslümanların izzeti ve İslam ümmetinin düşmanların şerrinden korunması için duasını istiyorum.

 

 

 Seyyid Ali Hamenei

   ۲Eylül 2016

   

                                                                                                                      

Ehlader haber

نظرات 0 + ارسال نظر
امکان ثبت نظر جدید برای این مطلب وجود ندارد.