''İslam Dünyası Birlik ve Vahdet İçinde Yaşamalı''
''İslam Dünyası Birlik ve Vahdet İçinde Yaşamalı''

''İslam Dünyası Birlik ve Vahdet İçinde Yaşamalı''

İSLAM BİRLİĞİ

bana bir masal anlat anne


bana bir masal anlat anne 

   

  

Bana bir masal anlat anne!

Hüseyin olsun içinde.

Yanında ben olayım.

Bütün utancımı gömüp kumlara,

Siper edeyim şu canımı inen oklara.

Hüseyin olsun anne!

Bütün çaresizliğini gömsün benim bağrıma.

Bütün yalnızlığını damıtsın gönlüme…

Versin bana Ali Ekber’in acısını,

Ali Asgar’ın çığlığını,

Kasım’ın kana boyanan umutlarını versin bana.

Abbas’ın kesik kollarını saplasın sol yanıma.

Rugayye’nin susuz genzinde yaksın beni.

Zeyneb’in o sessiz feryadında sussun nefesim.

Bana bir masal anlat anne!

İçinde Kerbela olsun.

Bassın beni çatlayan bağrına.

Kana kana içsin beni.

Parçalasın bütün bedenimi.

Göz dikmesin yeter ki Hüseyin’in kanına.

Göz dikmesin Ali Ekber’in civanlığına.

Ali Asgar’ın körpeliğine,

Kasım’ın umutlarına gölge düşürmesin!

Abbas’ın kanatlarına göz dikmesin. Anne!

Bana, bana bir masal anlat anne!

Kuşları da tutsak almasınlar ne olur!

Koparıp almasınlar özgürlüğü kuşların kanadından!

Yeni kök salmış fidan gibi budasınlar da kolumu kanadımı,

Dokunmasınlar Abbas’ın kanatlarına!

Bana bir masal anlat anne!

Fırat olayım, coşkun dalgalar gibi.

Yanık yüreklere akayım mesela.

Taşısın beni kollarında Abbas.

Rugayye kana kana döksün beni ateşlere.

Yanık yüreklere bir sırat çizeyim su tadında.

Canlara çok görülen bir damlanın vebalini yükleneyim.

Susuzluğun resmini sileyim Kerbela semalarından.

Bana bir masal anlat anne!

Dediğin gibi gökten üç elma düşmesin gayrı!

Yeter ki kurtulayım bu ağır yükten.

Aşkımı vurmuşlarken kalleşçe,

Kanlar içinde mızraklarda çekilmişken göndere,

Sevdam inim inim inlerken sessizce,

Zeynep feryatlarda yükselirken göklere,

Bırak gökten bela yağsın üstüme!

Simsiyah bir utanç yıkılmışken kalbime.

Hüseyin’imin gözünde uzayan o yolda,

Bırak anne…

Bırak ölüm düşsün benim haneme!


Habib Mert 

 


   




                  ( HZ.ZEYNEP (SA) NUHESI/Baci Zeynep( s a


 

 
                                                   

                                                   

                                Bana bir masal anlat anne

         kerbela olsun içinde                                 

                             

 

Selam Olsun Sana İmam Hüseyin

   

 

        ERBEİN GELDİ YİNE



Erbein geldi yine, dertlerimiz tazelenir

Kerbela'nın gamıyla kalplerimiz parelenir

 

Yakacak bağrımızı Zeyneb'in o naleleri

Bağrına bastığı anda o kızıl laleleri

Gardaşına o belalı seferi anlatacak

Dağları taşları ahıyla bugün inletecek

 

Tutacak gardaşının Kerbubela'da yasını

Çağıracak Fırat'a komşu olan Abbas'ını

 

Diyecek kurban ola, Zeyneb'in o kollarına

Kalk uğurla bu bacını, Medine yollarına

 

Ey vefalı yiğidim, her şeyi Haydar kokulu

Ey şecaat madeni, aşk u vefanın okulu

 

Sürecek Kerbubela toprağını gözlerine

Koyacak gamlı başını, bükülen dizlerine

 

Yeniden canlanacak onca musibet Zeyneb'e

Gözünde canlanacak ruz-i esaret Zeyneb'e

 

Bakacak kanlı Fırat'a Esğer'i yâd edecek

Kâinatta yeniden velvele icad edecek

 

Diyecek aç gözünü, ey kuzu kurban Esğer'im

Bak yürek dağlı anan da geldi ey can Esğer'im

 

Aç kuzum gözlerini, bak şu kederli anana

Bak yine göğsü dolu süt ile geldi yanına

 

Kaldı hasret minik ablan, desin sana bir de lay lay

Kaldı Şam'da gelemedi, desin sana burda lay lay

 

Arayacak yaşlı gözler o şirin dilli kızı

Zeyneb'in canı Ruqayye ey Hüseyn'in azizi

 

                                     Musa Aydın






         

 Selam Olsun Sana İmam Hüseyin – Şiir

Asırlar boyunca batmayan güneş
Selam olsun sana imam Hüseyin
Seven yüreklerde sönmeyen ateş

Selam olsun sana imam Hüseyin

Baban şahı meradan şahların özü
Anan Fatima’dır peygamber kızı
Daha doğduğun gün giydin kırmızı
Selam olsun sana imam Hüseyin

Zalimlere geçit vermez dağ oldun
Mazlumlara meyve veren bağ oldun
Her iki cihanda yüzü ağ oldun
Selam olsun sana imam Hüseyin

Hakkin adaletin susmayan dili
Ey İslam serveri hakkin bülbülü
Susuz kerbelanin solmayan gülü
Selam olsun sana imam Hüseyin

Batıl karşısında çıktın meydana
Haktan adaletten doğrudan yana
Şehit olduğun gün doğdun cihana
Selam olsun sana imam Hüseyin

Maksudum dileyim budur katından
Bizi mahrum etme şefaatinden
İki bin yilinin Şia zatından
Selam olsun sana imam Hüseyin

İsa Mehdevi

 

    

Erbain eşiğinde Kerbela'da özel güvenlik önlemleri


2014 Halkalı Aşura Tiyatro Gösterisi 

 

Hüccetülislam Gazi Asker,  

 İmam Ali Hamaney’in  

selamını Türkiye halkına iletti


 

Yaralandım Bacı Zeynep                    



Yalnız kaldım artık bacı

Şehid oldu yarenler hep

Selam ey başımın tacı

Yaralandım bacı Zeynep.


Veda vakti gelip çattı

Bela tüm alemi tuttu

Elimdeki elem yattı

Yaralandım bacı Zeynep.


Susuzluktan ciğer yandı

Fırat kanlara boyandı

Semâda hem güneş dondu

Yaralandım bacı Zeynep.


Önümde Kâsım’ın na’şı

Ekber’imin kanlı başı

Başım yardı bela taşı

Yaralandım bacı Zeynep.


Gülistânım hazân oldu

Yerde gökte tufan oldu

Dağ taş bile nâlân oldu

Yaralandım bacı Zeynep.


Bu çöl bana Minâ bacı

Sana Merve safâ bacı

Göster sabr u rızâ bacı

Yaralandım bacı Zeynep.


Bu çölde imtihan oldum

Din uğruna kurban oldum

Hak-bâtıla furkân odum

Yaralandım bacı Zeynep.


Bırakma sen kanım batsın

Bırakma sancağım yatsın

Kervanıma sen umutsun

Yaralandım bacı Zeynep.


Sabret düşman sevinmesin

Hizb-i Şeytan sevinmesin

Sabret şeytan övünmesin

Yaralandım bacı Zeynep.


Bacı ey şeydâ bülbülüm

Zehrâ ıtırlı ey gülüm

Mukadderdir Hak’tan ölüm

Yaralandım bacı Zeynep.


Elveda ey bacı Zeynep

Seninle yaşar bu mektep

Benimle anılırsın hep

Yaralandım bacı Zeynep.


                                                                        

                                                        

Şiir:musa aydin


okuyan:ali cangurel


  

Lebbeyk Ya Hüseyin

      

   

 
  

seyid taleh     


 

 

  

 

canlar feda imam riza   

 


O sekizinci İmam’dı Zühtü takvası tamamdı Âlim diye unvan aldı Canlar feda İmam Rıza. İlim, irfan hepsi boldur Rabbine en halis kuldur Senin yolun nurlu yoldur Canlar feda İmam Rıza. Düşmanların taktir eder Hahambaşı bir de Peder Peygamber senden bahseder Canlar feda İmam Rıza. O mazlumların İmamı Cem oldu ilmin tamamı İsraf etmezdi zamanı Canlar feda İmam Rıza. Her tarafa ışık saçtı Mekruhlardan bile kaçtı Kevser havuzuna uçtu Canlar feda İmam Rıza. ... 



                                                                                   mehmet demirer

                                                   

imam Hamenei'nin Avrupalı Gençlere Mektubu / Tam metin

 

Bismillahirrahmanirrahim

Avrupa ve Kuzey Amerika'daki tüm gençlere

Fransa'daki son olaylar ve diğer birkaç Batılı ülkede meydana gelen benzeri hadiseler, beni bu alanda sizlerle doğrudan sohbete zorladı. Ben siz gençleri muhatap alıyorum; ana ve babalarınızı görmezlikten geldiğim için değil, milletinizin ve ülkenizin geleceğini sizlerin ellerinde gördüğüm ve hakikati arama duygusunu kalplerinizde daha canlı ve daha diri bulduğum için... Ayrıca bu satırlarda politikacılarınıza ve devlet adamlarınıza hitab etmemekteyim; zira onların bilinçli olarak siyaseti sadakat ve doğruluk çizgisinden ayırdıklarına inanıyorum.

Sizinle sohbetim İslam ve İslam hakkında sizlere aktarılan tasvir ve çehre üzerinedir. Yaklaşık yirmi yıldan bu yana -yani takriben Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra- bu büyük dini korkunç bir düşman konumuna yerleştirmek için büyük çabalar harcandı. Üzüntüyle belirtmek gerekir ki korku ve nefret duygularının kışkırtılarak kullanılması Batı siyasal tarihinde uzun bir geçmişe sahiptir. Ben burada Batılı milletlere şu ana kadar empoze edilen çeşitli korkuları anlatmak istemiyorum. Bizzat kendiniz tarih etrafındaki son eleştirel etüdlere kısa bir bakış atarak Batılı devletlerin dünyadaki başka milletler ve kültürler aleyhindeki sadakatten uzak ve tezvire dayalı davranışlarının nasıl kınandığını yeni tarihi çalışmalarda gözlemleyebilirsiniz. Avrupa ve Amerika kölelik nedeniyle utanç verici bir tarihe sahip olup, sömürge dönemleri yüzünden başını dik tutamamaktadır ve çeşitli renklerdeki insanlar ve Hıristiyan olmayan halklar karşısındaki zulümleri nedeniyle utanç duymaktadır. Tarihçileriniz ve araştırmacılarınız, mezheb adı altında Katolikler ve Protestanlar arasında veya milliyet ve kavmiyet adına Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında dökülen kanlar yüzünden derin bir utanç yaşamaktalar.

Bu utanç duygusu, başlı başına övgüye layık bir durumdur ve benim bu uzun fihristin bir bölümünü yinelemekle güttüğüm hedef de tarihi yargılamak değildir. Ben sizlerin kendi aydınlarınıza şunları sormanızı istemekteyim: Niçin Batıdaki kamu vicdanı hep onlarca yıl ve bazen de birkaç yüzyıl sonra uyanıyor? Kamu vicdanının yeniden gözden geçirilmesi için dikkatler niçin güncel sorunlar yerine uzak geçmişe yöneltiliyor? Niçin İslam düşüncesi ve kültürü karşısında alınacak tavır gibi önemli bir konuda kamuoyunun bilinçlendirilmesi önlenmektedir?

Sizler şunu çok iyi bilmektesiniz ki "öteki" karşısında vehimlere dayalı olarak aşağılama, nefret ve korku oluşturmak tüm zalimane çıkar hesaplarının ortak zeminidir. Şimdi ben sizlerin kendinize şu soruyu sormanızı istemekteyim: Niçin korku ve nefret yayma şeklindeki eski siyaset bu kez daha da şiddetli bir biçimde İslam ve Müslümanları hedef almıştır? Niçin günümüz dünyasındaki güç mekanizması İslam tefekkürünü marjinalleştirmek ve infiale sürüklemek peşindedir? İslam'ın sahip olduğu hangi anlam ve değerler, büyük güçlerin programlarına engel olmaktadır ve İslam'ın çarpıtılarak yanlış tanıtılması onların hangi çıkarlarını temin etmektedir? Bu nedenle ben sizlerden İslam aleyhindeki yaygın karalama kampanyasının arkasında ne olduğunu araştırmanızı istemekteyim.

Sizlerden ikinci isteğim ise önyargılar ve menfi propagandalar seli karşısında tepki gösterirken bu din hakkında vasıtasız bir biçimde doğrudan doğruya araştırmalarda bulunmanızdır. Aklı selim, sizleri kendisinden korkutup kaçırttıkları o şeyin en azından nasıl bir mahiyete sahip olduğunu bilmenizi gerektirmektedir. Ben, İslam'a olan kendi bakışımı ya da başkalarının bu konudaki telakkilerini kabul etmeniz konusunda ısrar etmiyorum. Ancak şunu belirtmekteyim ki günümüz dünyasındaki bu dinamik ve etkin gerçeklik sizlere bulanık hedeflerle ve düşman olarak tanıtılmamalıdır. Kendilerinin görevlendirdikleri teröristlerin tam bir riyakarlık içinde İslam'ın temsilcileri olarak tanıtılmasına izin vermeyin. İslam'ı, onun asil kaynakları üzerinden araştırınız. İslam'la, Kur'an ve Büyük Peygamber (s.a.a.)'inin hayatı vasıtasıyla aşina olunuz. Ben burada şu ana kadar Müslümanların Kur'an'ına doğrudan müracat edip etmediğinizi size sormak istiyorum. İslam Peygamberi (s.a.a.)'nin ahlaki ve insani öğretisini araştırdınız mı? Şimdiye dek İslam'ın mesajını medyalar dışında başka kaynaklardan edinme imkanınız oldu mu? İşbu İslam'ın asırlar boyunca hangi değerler sayesinde nasıl olup da dünyanın en büyük fikri ve ilmi uygarlığını geliştirdiğini ve nice üstün bilginler ve mütefekkirleri yetiştirdiğini kendinize sordunuz mu?

Ben sizlerden hakaret içeren ucuz karalamalarla sizler ve gerçekler arasında duygusal bir set çekilmesine ve tarafsız değerlendirme imkanından yoksun bırakılmanıza izin vermemenizi istemekteyim. İrtibat vasıtalarının coğrafi sınırları aştığı günümüzde, sizleri yapmacık sahte sınırlar içerisine hapsetmelerine izin vermeyiniz. Her ne kadar hiç kimse tek başına mevcut uçurumları dolduramasa da, her biriniz kendi aydınlanmanız ve çevrenizin aydınlanması için bu uçurumlar üzerine bir düşünce ve insaf köprüsü kurabilirsiniz. Siz gençler ve İslam arasında daha önceden planlanan bu problem her ne kadar acı olsa da sizlerin meraklı ve araştırmacı zihninizde yepyeni soruların oluşmasına katkıda bulunabilir. Bu sorulara cevap bulabilmek için harcayacağınız çabalar, önünüzdeki yeni hakikatlerin keşfi için çok uygun fırsatlar sunmaktadır. Bu yüzden, İslam'ın önyargısız ve sahih olarak anlaşılabilmesi için önünüze çıkan bu fırsatı kaçırmayınız. Belki de hakikat karşısındaki bu sorumluluk duygunuz sayesinde gelecek nesiller Batı ve İslam arasındaki ilişkiler tarihinin bu dönemini daha az rahatsızlık duyup vicdanları daha huzurlu bir biçimde yazma imkanına sahip olabileceklerdir.

Seyyid Ali Hamenei / 21 Ocak 2015


imam hamenei ve turk milleti

 

        Her gün Aşûra, her yer Kerbela 


  

  ehlebeitalimleri.com



         lebbeyk ya imam hamenei

 

TASUA GECESi 2014-TURKYE     


Seyid Taleh- Men Huseynem Yaverim Allahtı Menim

imam hamenei

 

 

 

  

 

 

 

 

 

 
  

                            

 

 


                    turk milleti ve imam hamenei